Diriliş Günü’ndeki pazar akşamında, tüm öğrenciler mezarın boş olmasının ve bazılarının diri Rab’bi gördüklerini iddia ediyor olmasının ne anlama geldiği üzerine düşünüp durarak bir yandan da saklanmaktayken, İsa aniden aralarında belirdi. Kim olduğu konusunda onlara güvence verdi ve kederli, şaşkın yüreklerine esenlik sözleri konuştu (Luka 24:33,43; Yuhanna 20:19-21).
Sonrasında İsa harika bir şey yaptı: “Onların üzerine üfleyerek, ‘Kutsal Ruh’u alın!’ dedi” (Luka 20:22).
İsa kendi öğrencilerinin üzerine üflediğinde –diriliş sonrasındaki bir mucizedir bu!– ve onlara, “Kutsal Ru’u alın” dediğinde, söylemekte olduğu şey şaşırtıcı, akıl almaz ve derin anlamlı bir şeydi. Öğrencileri bu sözlerin ardındaki imayı anlamış olmalıydı. Nitekim Kutsal Ruh, yalnızca Tanrı’dan çıkar ve Kutsal Ruh, Rab İsa’dan çıkıyordu. Bu dakikaya tanık olabilmek için orada dahi olmayan Tomas, İsa’nın söylediklerinin anlamını anlamış olduğunu sekiz gün sonra göstererek İsa’ya şöyle seslendi: “Rabbim ve Tanrım!” (Yuhanna 20:28).
Kişi Olan Nefes
İsa üzerlerine üflediği anda, elçilerin Kutsal Ruh’un doğasını ne ölçüde anlamış olduklarını bilmiyoruz ama kısa bir süre sonra, Kutsal Ruh’un da kendileri için Rab ve Tanrı olduğunu biliyor olacaklardı. Kutsal Ruh, Tanrı varlığının muğlak bir zuhurundan ibaret değildi; Tanrı Nefesi, insanların nefesi gibi değildi. Nefes bir nesne değil, bir kişiydi. Tanrı’nın etki veya gücünden ibaret değildi; Kutsal Ruh, bizzat Tanrı’ydı. Kutsal Ruh, Tanrı nefesinin kişilik bulmuş hâliydi.
İsa bu yüzden Kutsal Ruh hakkında kişilik ifade eden şekillerde konuşmuştur (ayetler boyunca geçen o zamirine dikkat edin):
- Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. (Yuhanna 14:26)
- Baba’dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. (Yuhanna 15:26)
- Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size gelmez. Ama gidersem, O’nu size gönderirim. (Yuhanna 16:7)
- Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek. (Yuhanna 16:13-14)
Baba, Oğul, Ruh
İsa’nın gelişiyle birlikte elçilerine açıkladığı şey, tek Tanrı’nın (Markos 12:29), Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olmak üzere üç kişide var olduğuydu (Matta 28:19). Ruh’un kişi olduğunu elçilerin tümüyle kabul etmiş olduğu gerçeğini, özellikle O’ndan Yeni Antlaşma’da bahsediş şekillerinde açıkça görebiliyoruz. Hizmet arkadaşım David Mathis’in de oldukça faydalı bir biçimde derlediği üzere,[Kutsal Ruh] kendisine yalan söylenebilen (Elçilerin İşleri 5:3), direnilebilen (Elçilerin İşleri 7:51), kederlendirilebilen (Efesliler 4:30), küfredilebilen (Matta 12:32; Markos 3:29; Luka 12:10) biridir. O bizi teselli eder (Elçilerin İşleri 9:31), bize rehberlik edip bizi yönlendirir (Elçilerin İşleri 13:2, 4; 15:28; 16:6; 20:23; 21:11), bizi Mesih’in benzerliğine dönüştürür (2. Korintliler 3:17-18) ve bizi gündelik Hristiyan yaşamında güçlendirir (Romalılar 14:17; 15:13; 1. Korintliler 12:3; Yahuda 1:20). Kiliselerde önderler atar (Elçilerin İşleri 20:28), Tanrı Sözü’nü mucizevi armağanlarla doğrular (İbraniler 2:4), kusurlu çabalarımızı kutsallaştırır (Romalılar 15:16), bizi paydaşlar olarak birbirimize bağlar (2. Korintliler 13:14; İbraniler 6:4), bizi övgülerle doldurur (Elçilerin İşleri 2:4) ve hizmette cesaret verir (Elçilerin İşleri 1:8; 4:8, 31; 6:5; 7:55; 9:17; 11:24; 13:9, 52). Bize Baba’nın sevgisini aktarır (Romalılar 5:5; Efesliler 3:14-19) ve Hristiyan yaşamını sevinçle doldurur (Elçilerin İşleri 13:42; Romalılar 14:17; 15:13; 1. Selanikliler 1:6). Tanrı tarafından sonsuza dek O’nda mühürleniyor, tutuluyor ve güvende kalıyoruz (Efesliler 1:13-14).
Bu sıfatlar, eğilimler ve eylemler kesinlikle bir kişiye ait olan unsurlardır. Bunlar aklı olan ve bizim için aracılık eden bir kişiye aittir (Romalılar 8:27); bilinen, güvenilen, sevilen, onurlandırılan ve tapınılan bir kişiye, kişisel olarak deneyimlenen bir kişiye aittir.
Kutsal Ruh’un Paydaşlığı
İsa bu yüzden, “Benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size gelmez” demiştir (Romalılar 16:7). Yardımcı’nın gelmesi için İsa’nın niçin gitmesi gerektiğine bir başka yazımda değinmiştim. Ama Yardımcı’nın gelmesinin bizim yararımıza olması, O’nda yukarıda listelenen tüm şekillerde (ki Kutsal Yazılar’da hepsi bunlar da değil) Tanrı’yı deneyimleyebilme armağanına, bu tarifsiz armağana sahip olmamızdır.
İsa’nın bu gerçekliği nasıl ifade ettiğine bakalım:
Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim…O gün anlayacaksınız ki, ben Babam’dayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim. Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim… Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. (Yuhanna 14:18, 20-21, 23)
Kutsal Ruh bize, O’nun içimizde ikamet etmesiyle birlikte, Baba ve Oğul’la paydaşlık edebilmemiz için verilmektedir. Ruh’un birincil görevi, bize kurtuluş tasarısında Baba’nın Oğul’dan ve Oğul’un da Baba’dan aldığı eşsiz yüceliği göstermektir (Yuhanna 17:1-5). O bizi özellikle Oğul’a yönlendirir. Bize Oğul’un öğretilerini öğretir (Yuhanna 14:26), bize Oğul konusunda tanıklık eder (Yuhanna 15:26), bize Oğul’un bildirmek istediklerini açıklar (Yuhanna 16:15) ve bize Baba’nın ve Oğul’un sahip olmamızı istediği teselliyi verir (2. Korintliler 1:3-4).
Ama hepsi bu da değil. Ruh aynı zamanda bize, O’nun içimizde ikamet etmesiyle birlikte, birbirimizle paydaşlık edebilmemiz için de verilmektedir. Kilise topluluklarının “ortak yararı” için Tanrı armağanlarını dağıtan Ruh’un kendisidir (1. Korintliler 12:7-11). Birbirimize “mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler” söylememiz ve “Mesih’e duyduğu[m]uz saygıdan ötürü birbiri[m]ize bağımlı” olmamız için bizde etkin olan Ruh’tur (Efesliler 5:18-21). Ayrıca “birliği … esenlik bağıyla” yalnızca Ruh’ta tecrübe edebiliriz (Efesliler 4:3).
Kutsal Ruh’un harika armağanı budur: O’nda Tanrı’yla ve birbirimizle paydaşlığa sahibiz (1. Yuhanna 1:3). Pavlus bunu basitçe, “Kutsal Ruh’un paydaşlığı” olarak adlandırmaktadır (2. Korintliler 13:14).
Kutsal Ruh’u Alın
Ne zaman Üçlübirlik’in doğası hakkında veya herhangi bir kişisi hakkında konuşsak, kavrayış sınırlarının dışına çıkmaktayız. Bizim için fazla muhteşem olan şeyleri kelimelere sığdırmaya çalışmaktayız. En iyi Hristiyan düşünürler, Kutsal Yazılar’da açıklanan bir gizem olan çoklukta ilahi birlik öğretisini bizim için savunmak, açıklığa kavuşturmak ve sistematik bir hâle getirmek amacıyla neredeyse beş yüz yıl harcamışlardır.
Tüm bu öğretilerin ne kadar garip olduğunu küçümseyici bir biçimde sorgulama ayartısına düştüğümüzde, aslında derinlerine indiğimizde her gerçeğin bize garip geldiğini kendimize hatırlatmamız faydalı olacaktır. Bugüne dek süre gelen insan dehası bile hâlâ her gün karşılaştığımız yer çekimi, insan bilinci veya hatta maddenin atomaltı düzeyde ne olduğunu anlayamamaktadır. Görünen o ki, yaşamdaki en önemli şeyler hiç de basit şeyler değildir. Aklımızı uçuran şeylerdir.
Gerçekliği deneyimlemeyi, açıklamaktan çok daha kolay buluruz. Bu hem fiziksel hem de ruhsal gerçeklik için böyledir. Bu elbette Kutsal Ruh’un, Baba ve Oğul’la ne şekilde etkin olduğunu açıklamaya çalışmayacağımız anlamına gelmiyor. Bunu yapmalıyız. Ama bunu ancak belirli bir noktaya kadar yapabiliyoruz. Kutsal Ruh’un doğası bize bu doğayı parçalara ayırıp incelememiz için değil, bundan güven ve sevgi bulmamız için açıklanmıştır.
Oğul Tanrı olan İsa, öğrencilerinin üzerine üflediğinde, “Kutsal Ruh’u aklınızla kavrayın” demedi. “Kutsal Ruh’u alın” dedi. Çünkü Kutsal Ruh’u alarak, onlar –ve de bizler– aynı zamanda kalıcı bir biçimde Baba’yı ve Oğul’u ya da Pavlus’un söylediği üzere “Tanrı’nın bütün doluluğunu” almaktayız (Efesliler 3:19).
Kutsal Ruh’u alın, O’na direnmeyin.
Yazar: JON BLOOM
KAYNAKÇA:
Kutsal Ruh’u Alın