İki yıl önce, “Ebeveynler, Çocuklarınızdan İtaat Talep Edin” adlı makaleyle bazı hassas bölgelere dokunmuş olmalıyım. Şu ana dek en çok ziyaret edilen kaynaklarımızdan biri oldu.
Bunu göz önünde bulundurarak, o makalenin arka planında biraz daha çalışmamın ve çocukları yetiştirip terbiye etmenin Kutsal Kitap’taki daha derin, daha geniş bir temelini sunmamım faydalı olacağını düşündüm. Tahminimce, çoğumuz sezgilerimize ve geleneklerimize göre ebeveynlik yapıyoruz. Bu baştan sona kötü bir şey değil. Ebeveynlik bir sanattır, bir bilim değildir. Ve sanatçılar bir tabloyu boyarken kılavuzlara danışmazlar.
Ancak insani sezgilerimiz ve geleneklerimiz, Tanrı’nın vahyiyle şekillenmelidir. Dolayısıyla, bu makaleyi Tanrı’nın bize Kutsal Kitap’ta açıklamış olduğu ve bize ebeveynlik konusunda bir temel ve rehber teşkil eden şeylerle ilgili kısa bir ders olarak düşünün. En temel noktalarla başlayacağız.
1. Bir erkek ve bir kadın arasındaki yaşam boyu evlilik, Tanrı’nın üreme ve çocuk yetiştirmeyle ilgili tasarısıdır.
Bir erkek ve bir kadın arasında yaşam boyu süren evlilik antlaşması, Tanrı’nın insan ırkı için olan esas tasarısıdır. Bunun örnek aldığı ve köklerinin uzandığı yer Tanrı’nın kendi Oğlu için bir gelin olarak kiliseyi kurtarıp satın aldığı ezeli tasarısıdır.
Adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak. (Yaratılış 2:24)
“Tanrı, yaratılışın başlangıcından ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.’ ‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın.” (Markos 10:6-9)
“Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.” Bu sır büyüktür; ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak söylüyorum. (Efesliler 5:31-32)
2. Evlilik antlaşması birliği, Tanrı’nın yeryüzünü insanlarla doldurmayı tasarladığı şekildi. Böylece insanlar imanlarıyla O’nun yüceliğini ve yaratıcı verimliliğini yansıtacaktı.
Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.” (Yaratılış 1:28)
3. Çocukların evlilik antlaşması dışında olmaması gerekiyordu. Bu –ve başka birçok– sebeple, cinsel ilişkiler evli olmayanlara yasaklandı ve zina da evlilere yasaklandı.
Fuhuştan kaçının. (1. Korintliler 6:18)
“Zina etmeyeceksin.” (Romalılar 13:9)
4. Çocuklar Tanrı’dan birer armağandırlar; kendi yaratımlarımız değildirler.
Eyüp bize ona çocuklar verenin Tanrı olduğunu söylemektedir. Mezmur yazarı, çocuklarımızın Rab’den bir miras olduğunu söylemektedir. Rut da kendi hikâyesiyle, bir çocuk anne rahmine düştüğünde, bunun Tanrı’nın işi olduğunu anlatmaktadır.
“Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim. RAB verdi, RAB aldı; RAB’bin adına övgüler olsun!” (Eyüp 1:21)
Çocuklar RAB’bin verdiği bir armağandır; rahmin ürünü bir ödüldür. (Mezmurlar 127:3)
Boaz, Rut’u kendine eş olarak aldı ve onunla birleşti. RAB’bin kutsamasıyla gebe kalan Rut bir oğul doğurdu. (Rut 4:13)
5. Dolayısıyla, anne babaların kendi çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaları gerekir.
Anne babalar, ilk emzirmeden kendi ayaklarının üzerinde durabilecekleri olgunluğa erişene kadar çocuklarının temek ihtiyaçlarını karşılamaları gerekir. Pavlus, Efes’teki babalara çocuklarını “beslemelerini” öğretmiştir. Efesliler 6:4’teki Grekçe ektrepho (“büyütün”) kelimesinin temel anlamı budur.
Pavlus, ihtiyaçları karşılayan bir babanın nasıl olduğunu Korint kilisesindeki kendi ruhsal “çocukları” ile olan ilişkisinde göstermiştir.
Size yük olmayacağım. Çünkü sizde olanı değil, sizi istiyorum. Çocukların anne babaları için değil, anne babaların çocukları için para biriktirmesi gerekir. (2. Korintliler 12:14)
6. Anne babaların kendi çocuklarını kültürel yaşamın temel becerilerinde, Tanrı’ya dair gerçeklerde ve O’nun kurtuluş yolunda ve bu dünyadaki bilgelik yolunda eğitmeleri gerekir.
“Bugün size verdiğim bu buyrukları aklınızda tutun. Onları çocuklarınıza belletin. Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin. Bir belirti olarak onları ellerinize bağlayın, alın sargısı olarak takın. Evlerinizin kapı sövelerine, kentlerinizin kapılarına yazın.” (Yasa’nın Tekrarı 6:6-9; ayrıca bkz. Mezmurlar 78:5-7)
Çocuklarım, babanızın uyarılarına kulak verin. Dikkat edin ki anlayışlı olasınız. Çünkü size iyi ders veriyorum. Ayrılmayın öğrettiğimden. Ben bir çocukken babamın evinde, annemin körpecik tek yavrusuyken, babam bana şunu öğretti: “Söylediklerime yürekten sarıl; buyruklarımı yerine getir ki yaşayasın.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 4:1-4).
7. Anne babaların söz dinlemeyen çocukları uygun ve sevecen ölçülerdeki cezalarla terbiye etmeleri gerekir.
Tanrı bunu bize Kutsal Yazılar’daki doğrudan buyrukları aracılığıyla öğretmektedir.
Henüz umut varken çocuğunu eğit; onun yıkımına neden olma. (Süleyman’ın Özdeyişleri 19:18)
Akılsızlık çocuğun öz yapısındadır; değnekle terbiye edilirse akılsızlıktan uzaklaşır. (Süleyman’ın Özdeyişleri 22:15)
Çocuğunu terbiye etmekten geri kalma; onu değnekle dövsen de ölmez. Onu değnekle döversen, canını ölüler diyarından kurtarırsın. (Süleyman’ın Özdeyişleri 23:13-14)
Değnekle terbiye bilgelik kazandırır; kendi haline bırakılan çocuksa annesini utandırır. (Süleyman’ın Özdeyişleri 29:15)
Ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. Onları Rab’bin terbiye ve öğüdüyle büyütün. (Efesliler 6:4)
Tanrı aynı zamanda bize çocuklarımızı terbiye etmemiz gerektiğini, bunu yapamamış babaların örnekleriyle de öğretmektedir.
“Çünkü farkında olduğu günahtan ötürü ailesini sonsuza dek yargılayacağımı Eli’ye bildirdim. Oğulları Tanrı’ya saygısızlık ettiler. Eli de onlara engel olmadı.” (1. Samuel 3:13)
Adoniya [Davut’un oğlu] kral olmayı düşünüyordu. Bu amaçla ortaya çıkıp kendine savaş arabaları, atlılar ve önünde koşacak elli muhafız buldu. Babası Davut hiçbir zaman, “Neden şöyle ya da böyle davranıyorsun?” diye ona karşı çıkmamıştı. (1. Krallar 1:5-6)
Üçüncü olarak, Tanrı bize çocuklarımızı terbiye etmemiz gerektiğini, bize bizzat örnek olup kendi çocuklarını terbiye ederek göstermektedir. Bu, Hristiyan anne babaları özellikle ilgilendirir çünkü Tanrı kendi çocuklarının günahını Mesih’in kanıyla zaten örtmüştür ama yine de, onların imanda ve karakterde yontulup terbiye edilmeye ihtiyacı olduğunu düşünmektedir.
Oğlum, RAB’bin terbiye edişini hafife alma, O’nun azarlamasından usanma. Çünkü RAB, oğlundan hoşnut bir baba gibi, sevdiğini azarlar. (Süleyman’ın Özdeyişleri 3:11-12)
“Ben sevdiklerimi azarlayıp terbiye ederim. Onun için gayrete gel, tövbe et.” (Vahiy 3:19)
Terbiye edilmek uğruna acılara katlanmalısınız. Tanrı size oğullarına davranır gibi davranıyor. Hangi oğul babası tarafından terbiye edilmez? Herkesin gördüğü terbiyeden yoksunsanız, oğullar değil, yasadışı evlatlarsınız. Kaldı ki, bizi terbiye eden dünyasal babalarımız vardı ve onlara saygı duyardık. Öyleyse Ruhlar Babası’na bağımlı olup yaşamamız çok daha önemli değil mi? 1Babalarımız bizi kısa bir süre için, uygun gördükleri gibi terbiye ettiler. Ama Tanrı, kutsallığına ortak olalım diye bizi kendi yararımıza terbiye ediyor. Terbiye edilmek başlangıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. Ne var ki, böyle eğitilenler için bu sonradan esenlik veren doğruluğu üretir. (İbraniler 12:7-11)
Kimse kendi çocuklarını, Tanrı’nın sevgisinden daha çok sevemez. Ayrıca kimse Tanrı kadar bizi iyiliğimiz için terbiye etmeye istek duymaz. Her Hristiyan ebeveynin şunu ciddi bir biçimde göz önünde bulundurması gerekir: Çocuklarımız bizim bakımımız altındayken, onları bizim bakımımızdan çıkana dek, göksel Babaları’nın terbiyesine hazırlamak üzere Tanrı’nın temsilcileriyiz. Eğer Tanrı’nın terbiyesine şaşırıyorlarsa, bir şeyleri tam yapamadık demektir.
8. Anne babaların çocuklarını teşvik etmeleri gerekir.
Çocuklarımızın teşvikini kırmak yerine onları teşvik etme talimatını, Kutsal Kitap’taki doğrudan buyruklar aracılığıyla almaktayız. Bu buyruklar ikaz şeklinde negatif olarak gelmektedir ve bunun sebebi belki de, çocuklarımızın teşvikini eleştirilerle kırmaya oldukça meyilli olmamız ve sahici, doğal, çıkarsız övgülerde bulunmada oldukça beceriksiz olmamızdır.
Ey babalar, çocuklarınızı incitmeyin, yoksa cesaretleri kırılır. (Koloseliler 3:21)
Ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. (Efesliler 6:4)
Tanrı bize kendi çocuklarını teşvik etme şekliyle bir baba olarak bizzat örnek olmaktadır.
Bize günahlarımıza göre davranmaz, suçlarımızın karşılığını vermez… Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır. (Mezmurlar 103:10, 13)
“Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi? Rahminden çıkan çocuktan sevecenliği esirger mi? Kadın unutabilir ama ben seni asla unutmam.” (Yeşaya 49:15)
Ayrıca Elçi Pavlus da çocuklara bu şekilde bir teşvik edicilikle yaklaşmanın örneğini bizzat sunmuştur.
Bildiğiniz gibi, bir baba çocuklarına nasıl davranırsa, her birinize öyle davrandık. Sizi yüreklendirdik, teselli ettik; sizleri egemenliğine ve yüceliğine çağıran Tanrı’ya yaraşır biçimde yaşamaya özendirdik. (1. Selanikliler 2:11-12)
9. Anne babalarının çocuklarından itaat talep etme sorumluluğu, Tanrı’nın çocuklara verdiği itaat göreviyle de vurgulanmaktadır.
Bunu Kutsal Kitap’ın çocuklara verdiği doğrudan buyruklarda görmekteyiz.
“Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB’bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.” (Mısır’dan Çıkış 20:12 = Yasa’nın Tekrarı 5:16 = Matta 5:14 = Markos 10:19)
Ey çocuklar, Rab yolunda anne babanızın sözünü dinleyin. Çünkü doğrusu budur. “İyilik bulmak, yeryüzünde uzun ömürlü olmak için annene babana saygı göstereceksin.” Vaat içeren ilk buyruk budur. (Efesliler 6:1-3)
Ey çocuklar, her konuda anne babalarınızın sözünü dinleyin. Çünkü bu Rab’bi hoşnut eder. (Koloseliler 3:20)
Ayrıca çocuklarımızdan itaat talep etme görevimizi, Kutsal Yazılar’ın anne babalarına itaat etmeye yönelik ithamlarında da görmekteyiz.
Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. … Dedikoducu, yerici, Tanrı’dan nefret eden, küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, anne baba sözü dinlemeyen, anlayışsız, sözünde durmaz, sevgiden yoksun, acımasız insanlardır. (Romalılar 1:28-31)
İnsanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar. (2. Timoteos 3:2)
Ayrıca kilise ihtiyarlarına da kendi topluluklarına söz dinleyen çocuklardan oluşan bir ev yaşamıyla örnek olmaları söylenmektedir.
Evini iyi yönetmeli, çocuklarına söz dinletmeli, her yönden saygılı olmalarını sağlamalı. (1. Timoteos 3:4)
10. Anne babalığın iki yönlü görevi –teşvik ve terbiye– temelde Tanrı’nın tasarısına dayanmaktadır. Öyle ki, Hristiyanlar (ve çocukları) düzenli olarak Tanrı’nın sevecenliğini ve sertliğini hatırladıklarında, Kutsal Kitap’a dayalı gerçek iman büyüyüp gelişir.
Sense imanla yerinde duruyorsun. Böbürlenme, kork… Onun için Tanrı’nın iyiliğini de sertliğini de gör. (Romalılar 11:20, 22)
Hristiyanlar olarak kendimizde ve çocuklarımızda geliştirmemiz gereken korku, kölelerin efendilerine karşı gösterdiği suspus korku değil, sevdiğimiz ve hoşnut etmekten zevk duyduğumuz Kişi’ye yönelik duyduğumuz hürmet dolu korudur. Bu korku bizi O’ndan uzaklaştığımız zaman ayıltır ve koşar adım O’na dönmemizi sağlar. Bilgeliğin temeli olan Tanrı korkusu böyle bir korkudur (Süleyman’ın Özdeyişleri 9:10). Göklerdeki Babamız’a karşı duyduğumuz (1. Petrus 1:17; Mezmurlar 103:13) ve çocuklarımızın bizdeki baba sevecenliği ve terbiyesinden öğrenmelerini beklediğimiz şey budur. “Oğlum, RAB’den kork” (Süleyman’ın Özdeyişleri 24:21 – Kitab-ı Mukaddes Çevirisi).
Sadık Ebeveynlik Fedakârlık Gerektirir
Ebeveynlik, Tanrı’dan gelen ciddi çağrıdır. Dünyadaki en nüfuz sahibi rollerden biridir. Çocuklara Tanrı’nın nasıl bir varlık olduğunu hiçbir şekilde bilmeden önce Tanrı’yı resmeder. Onları ciddi anlamda şekillendirir. Ebeveynlik, Tanrı’nın kendi kurtaran gerçeğini bir kuşaktan diğerine aktarmayı seçtiği yoldur. Kolay değil, maliyetlidir.
Pasif ebeveynlik kolaydır ve acı meyveler doğurur. Sadık ebeveynlik fedakârlık ve kendini inkâr gerektirir. Garanti bir başarısı yoktur. En iyi yetiştirilen çocuklar bile baş kaldırabilir. Tanrı’nın çocukları böyle yapmıştır. “Çocuklar yetiştirip büyüttüm ama bana baş kaldırdılar” (Yeşaya 1:2). Bu büyük bir hüsrandır. Ancak ebeveynlik ihmâlinin acı meyvesi değildir.
Dualarınızı Tanrı’ya dökün ve çocuklarınıza yüreğinizi verin. Onlara gücünü verin ve Tanrı’nın gerçeğini verin. Ödül büyük olacaktır. Pişman olmayacaksınız.
Yazar: JOHN PIPER
KAYNAKÇA:
Çocukların Söz Dinlemeleri Konusunda On Kutsal Kitap Gerçeği