Günahkârlara imrenmektense, sürekli RAB korkusunda yaşa. Böylece bir geleceğin olur ve umudun boşa çıkmaz. (Özd. 23:17–18)
Geçen hafta radyoyu dinlerken, erkeklerde saç dökülmesiyle ilgili bir reklamda şöyle deniliyordu: “Saç erkeğin en önemli şeyidir. Onun nasıl göründüğünden ve cüzdanından bile daha önemlidir – her şeyden daha önemlidir.” Yapma ya! Saç dökülmesi sıkıntılı bir durum olabilir ama her şeyden daha mı önemli? Bu ürünü satmak için biraz fazla abartmıyor muyuz?
Bir ürünü satmak için kullanılabilecek etkili reklam araçlarından biri korkuyu sömürmektir. Sattıkları ürüne (saç dökülmesini önleyen ürün, giysiler, yiyecek, içecek, para kazanma kursu, vb.) yönelik ihtiyacımız abartıyorlar ve biz de hayatımızın onsuz neye benzeyeceğine dair kâbusun etkisi altına giriyoruz. Onların ürününü almak bizi mutlu, sağlıklı ve
önemli hissettirecek olan “postayla sipariş kurtarıcısı” oluyor.
İmrenmek, korku uyandıran bir reklam kampanyası gibi işlemektedir. İmrenmek bir şeye sahip olmamız gerektiğine dair bizi inandırır. Başkalarıyla aynı yaşam tarzına, giysi bedenine, saçla dolu bir başa, yeteneklere ya da becerilere, şöhrete ve konforlu hayata sahip olmadığımız takdirde asla mutlu, sağlıklı ya da önemli olamayacağımıza dair bizi ikna eder. Kısa süre içerisinde, o ürüne sahip olmak hayatınızı kontrol eder. Sürekli onu düşünürüz. Onu nasıl elde edeceğimizi, koruyacağımızı, başkalarına göstereceğimizi ve daha fazlasını bulabileceğimizi düşünüp dururuz.
Tanrı’dan korkanların geleceği olur!
İmrenmenin ve korkunun nasıl bağlantılı olduğunu görüyor musunuz? Süleyman’ın Özdeyişleri 23:17 ikisini karşılaştırır: “Günahkârlara imrenmektense, sürekli RAB korkusunda yaşa.” Başkalarına imrenmek; onlardan korkmak, bizi mutlu edecek şeyi asla bulamayacağımıza dair korkunun kontrolünde yaşamak demektir. Elde ettiğimizde kaybedeceğimizden
korkmak demektir. İmrenmenin tersiyse Rab’den korkmaktır. Rab korkusu bizi korkuya köle olmaktan özgür kılar çünkü umudumuz artık üründe değil, Tanrı’dadır. Geleceğimizi, değerimizi ve mutluluğumuzu O’na emanet ederiz! Tanrı’dan korkanların “geleceği olur ve umutları boşa çıkmaz” (Özd. 23:18).
Düşünün: İmrenmek, başka insanlar bizim istediğimiz ya da hak ettiğimizi zannettiğimiz bir şeye sahip olduklarında hissettiğimiz gücenmedir. İmrenmek, başkaları bizim sahip olmadığımız bir şeye sahip olduklarında hüzün yaratır. Sizin hayatınızda imrenme nerede baş gösteriyor? Mutluluk ve önem için Tanrı’dan başka neye güveniyor ve umut bağlıyorsunuz?
Harekete Geçin: İmrenmeyle mücadele etmenin en iyi yollarından biri, Tanrı’ya dua etmek ve imrendiğimiz kişiler için bereket dilemektir. Tanrı’nın kullanması, teşvik etmesi ve geliştirmesi için dua ettiğiniz bir kişiye gücenmek zordur. Bugün imrendiğiniz kişiler için ve kendi yüreğinizdeki imrenmenin Rab korkusuyla yer değiştirmesi için duaya vakit ayırın.
Harekete Geçin: İmrenmeyle ifade bulan insan korkusu, bir bakış açısı sorunudur. Asaf 73. Mezmur’da kötülerin refahını kıskanıyor, ta ki geri çekilip büyük resmi görene dek. Onların sonunu görünce (17. ayet), kötülerin kolay yaşamı o kadar cazip görünmüyor. İmrenmeyle savaşmak için, Mesih’te olmanızdan dolayı Tanrı’nın size vaat etmekte olduğu geleceği düşünün.
Yazar: ZACH SCHLEGEL