Yasa’nın gereklerini yapmış olmaya güvenenlerin hepsi lanet altındadır. Çünkü şöyle yazılmıştır: “Yasa Kitabı’nda yazılı olan her şeyi sürekli yerine getirmeyen herkes lanetlidir.”…Mesih bizim için lanetlenerek bizi Yasa’nın lanetinden kurtardı. (Gal. 3:10, 13)
Eleştirilmek kolay değildir. Biz takdir edilmek, iltifat edilmek, övülmek isteriz ama eleştiri bizimle ilgili bir yargıdır ve belli bir alandaki eksikliğimizi gösterir. Eleştiriyle ilgili hoşnutsuzluğumu, savunmacı tutumumda ve kendime acıma krizlerinde görürüm. Bunu diğer insanlarda da görüyorum. Bir pastör olarak, kendilerine yönelik eleştiri darbesini
hafifletmek için konuyu değiştiren, başkalarını suçlayan ya da senaryo yazan çok sayıda kişiye danışmanlık verdim. Bilge kişinin öğüde kulak verdiğini biliyoruz (bkz. Özd. 12:15) ancak öyleyse, nasıl böyle bir karşılık verebiliyoruz? Pastör Alfred Poirer şöyle açıklıyor: “Çok değerli olduğunu düşündüğümüz şeyleri savunuruz. Kurtardığımız şeyin hayatımız olduğunu zannederiz. Kurtarmak için her yolu denemezsek, çok daha büyük bir şeyin kaybolacağına inanırız. Adımızın, şöhretimizin, onurumuzun, yüceliğimizin kaybolacağına inanırız.”
Yüceliğimizi kaybetme korkusu, bizi ne pahasına olursa olsun onu savunmaya yöneltir. Bu da insan korkumuzun başka bir şeklidir. Savunmaya geçmeden ya da harap olmadan eleştiriye iyi bir şekilde (bilge bir kişi gibi) karşılık vermeyi nasıl öğrenebiliriz? Suçlamaları kucaklayarak. Bu kendimizi antrenman torbasına dönüştüreceğimiz anlamına gelmez çünkü
her suçlama haklı değildir. Ancak kendimizi çarmıhın ışığında görmeyi öğrendikçe, eleştiriyi kabul edebilir ve ondan ders alabiliriz.
Çarmıhın bizim günahımız hakkında neler söylediğini düşünün: “Yasa Kitabı’nda yazılı olan her şeyi sürekli yerine getirmeyen herkes lanetlidir” (Gal. 3:10). Gerçek şu ki, bizi eleştiren kişi günahımız söz konusu olduğunda yalnızca buzdağının ucunu görmektedir. Bizler iyi olduğumuz için Mesih’e güvenmedik. O’na güvendik çünkü ne kadar günahlı olduğumuzu biliyorduk ve Tanrı’nın günahla ilgili yargısıyla aynı düşüncedeydik.
Tanrı, Günahlarımızı Bilir
Çarmıh ne kadar günahlı ve kendimizi kurtarmaktan ne kadar aciz olduğumuzu bize hatırlatır ama bize aynı zamanda da Tanrı’nın günahkârları nasıl akladığını hatırlatır. Pavlus şöyle diyor: “Mesih bizim için lanetlenerek bizi Yasa’nın lanetinden kurtardı” (Gal. 3:13). Demek ki İsa, tövbe ve iman eden herkesin günahının cezasını çarmıhta ödedi ve bunun
karşılığında bize kendisinin kusursuz doğruluğunu giydirdi (bkz. 2.Ko. 5:21). Eğer Tanrı’nın bizim gibi suçlu günahkârları aklama yolu buysa, o zaman eleştiriye karşı kendimizi savunmak ya da haklı çıkarmak zorunda değiliz. Tanrı bütün günahlarımızı bilir ve hepsinin ücretini ödemiştir. Eğer Tanrı tarafından kabul edildiysek, o zaman insanların eleştirileri de dahil, korkacak hiçbir şeyimiz yok demektir.
Düşünün: Eleştirildiğinizde ya da düzeltildiğinizde nasıl karşılık veriyorsunuz? Suratınızı asıyor, suçlayıcı oluyor, savunmaya geçiyor, içinize kapanıyor ya da sert ve ani çıkışlar yapıyor musunuz? Verdiğiniz yanlış karşılıkların çoğu, kendimizi aklamaya yönelik kurnaz girişimlerdir. Çarmıhın ışığında, kendimizi aklamaya yönelik çabalar niçin gereksizdir?
Harekete Geçin: Eleştiri ve düzeltmeye bilgece karşılık verebilmek için Tanrı’nın yardımını dilemeye vakit ayırın.
Harekete Geçin: Zihinlerimiz, Mesih’in bizi kurtarmak için yaptığı şeylerden ne kadar uzaklaşırsa, eleştiriye iyi bir karşılık
vermemiz de o denli zorlaşır. Çarmıh üzerinde düşünmeye vakit ayırın (Yeşaya 53’ü ya da Romalılar 3’ü okumak yardımcı olur). Nasıl yalnız çarmıhın gerçeğini bilmekle kalmayıp onun ışığında yaşayabilirsiniz?
Yazar: ZACH SCHLEGEL