Ey kardeşler, hiçbirinizde diri Tanrı’yı terk eden kötü, imansız bir yüreğin bulunmamasına dikkat edin. “Gün bugündür” denildikçe birbirinizi her gün yüreklendirin. Öyle ki, hiçbirinizin yüreği günahın aldatıcılığıyla nasırlaşmasın. (İbr. 3:12–13)
Gece saat 1 civarında hastaneye çağrıldım. Dışarıdan bakılınca, bu beyefendi iyi görünüyordu. Mutlu bir evliliği vardı, işinde başarılıydı, çok sayıda arkadaşı vardı ve kilisemizin bir üyesiydi. Ancak kimse onun neyle mücadele ettiğini bilmiyordu. Günahı tek başına yenebileceğini düşünüyordu. Ama birkaç şehvet anı flörte ve çığ gibi büyüyen günaha dönüştü. Kısa süre içinde evlilik dışı birkaç ilişkiyi aynı anda devam ettirir oldu. O gün öğleden sonra her şey çöküverdi. Bir çıkış yolu göremediği için kendi canını almaya kalktı. Ne olmuştu?
İbraniler 3:13 bizi birbirimizi yüreklendirmeye çağırır. Yüreklendirmek uyarmak ve teşvik etmektir. Yüreklerimizin günahın aldatıcılığıyla nasırlaşmaması için, yüreklendirme gereklidir. Günah bize fısıldayarak yalan söyler: “Bunun hiçbir zararı yok! Kimse bilmez! Bu seni tatmin edecek.” Ancak günah asla sözünde durmaz. Hiç kimse sabah kalkıp da
“Bugün hayatımı mahvedeceğim!” demez. Bu küçük kararlarla, denetlenmemiş tavizlerle olur ve her seferinde günah yüreği biraz daha nasırlaştırarak günaha daha da çok batmamızı kolaylaştırır. Tanrı’dan uzaklaşmak genellikle sinsice ve O’nun lütfundan ayrı kalırsak gerçekleşir. Bu hepimize olabilir. Bu nedenle, nasır yürekliliğin panzehri olan yüreklendirmeye çağrılıyoruz.
Yıllar boyunca korku, arkadaşımı mücadelesini kimseye anlatmaması için tutsak kıldı. Ancak dibe vurmak, derdini paylaşması için ona cesaret verdi. O sabah arkadaşımın yanı başında otururken kendisi nihayet ışığa adım attı, her şeyi itiraf etti ve yardım buldu. Kilisenin üyeleri bunu öğrendiklerinde ondan kaçınmadılar; uyarmak ve teşvik etmek için onun ve ailesinin yanında durdular. On yıl sonra, Tanrı’nın lütfuyla aynı kadınla mutlu evliliğini devam ettiriyor ve Tanrı’yla birlikte yürüyor.
Işıkta yürümeye razı mısınız?
Düşünün: Günah işledikten sonra günahın size şöyle fısıldadığını duydunuz mu: “Tabii bu yanlış ama kimseye söylemen gerekmiyor. Bir daha yapma, yeter!” Kararımız ne kadar sağlam olsa da, günahın aldatan ve nasırlaştıran etkilerini yenebilmek için başkalarının yüreklendirmesine ihtiyacımız var. Tanrı’nın sizi çağırdığı gibi ışıkta yürümeye razı mısınız?
Harekete Geçin: Eğer siz rahatsızlığınızın ne olduğunu söylemezseniz, doktorun size yardımı dokunmaz. Aynı şekilde,
günahınız hakkında gerçeği anlatmazsanız, başkaları sizi nasıl teşvik edeceklerini veya uyaracaklarını bilemez. Ne kadar korkutucu olsa da günahımızı ışığa getirmek, nasırlaşan bir yüreği alt etmek ve bizi en başta oraya götüren insan korkusunu yenmek için gereklidir. Günahınızı itiraf edebileceğiniz güvenilir dostunuz kimdir (bkz. Özd. 28:13; Yak. 5:16)?
Harekete Geçin: İnsan korkusu, başkaları öğrenir ve bizi dışlar gerekçesiyle günahı karanlıkta tutmamızı söyler. Ancak bir kiliseyi bir arada tutan şey performansımız değildir; bizi temizlemesi için hepimizin İsa’ya güvenen günahkârlar olduğumuz gerçeğini bilmemizdir (bkz. 1.Yu. 1:7). Bu anlamda kilise, yoldan çıkmamak için birbirini yüreklendirmeye adanmış insanlardır. Bir kilisenin üyesi değil misiniz? Kutsal Kitap’ı vaaz eden bir kiliseye katılmak pratik bir adım olur.
Yazar: ZACH SCHLEGEL