Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır. (Flp. 4:6–7)
Filipililer 4:6’nın buyruğu nettir: Hiç kaygılanmayın. Hiç mi? Bu biraz mantıksız değil mi? Benim bu haftaki sınavımı bilmiyor mu? Ödemem gereken krediyi? Yapmam gereken konuşmayı? Evde ya da işte sorumlu olduğum insanları görmüyor mu? Yüzleştiğim ayartıları? Boğuştuğum hastalığı? Tüm bunlar belirsizken, nasıl kaygılanmamamı bekler? Korkmamayı nasıl başarırım?
Kaygılanmamızın bir nedeni, kontrol eksikliğidir. Kontrol edemediğimiz şeylerden korkarız ve çaresizlik duygusundan nefret ederiz. Kaygı bize yararlı görünür çünkü bir şeyler yaptığımız izlenimini verir. Oysa gerçekte, bir şey yapmıyoruzdur. İsa, “Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?” diye sorduğunda (Mat. 6:27), cevap bellidir: Hiçbirimiz! Kaygı yalnızca kontrolde olma yanılgısıdır. Elbette korktuğumuz bazı şeyler gerçekleşir ama bu bizi peygamber yapmaz. Bunun yerine, kaygıyı bir savunma mekanizması olarak kullandığımızı gösterir. “Kaygı beni perişan ediyor ama en azından en kötüsüne hazırım” diye düşünürüz.
Dua, Tanrı’ya Bağlılığımızın Ölçüsüdür
Kaygılanmak yerine duaya çağrılıyoruz. Ne için dua etmeliyiz? Her şey için! Ne zaman dua edelim? Her zaman! Korku imanın karşıtıdır ama dua, imanın ve Tanrı’ya güvenmenin dilidir. Dua ettiğimiz zaman kontrolün bizde olmadığını ve kaygılandığımız şeyleri kontrolde olan Tanrı’ya teslim ettiğimizi fark ederiz. Tanrı kendi çocuklarına iyi armağanlar verir
(bkz. Mat. 7:11) ve yüklerimizi taşır çünkü bizi önemser (bkz. 1.Pe. 5:7). H. B. Charles’ın açıkladığı gibi, “Dua muhtemelen Tanrı’ya bağlılığımızın en nesnel ölçüsüdür… Duaya döktüğünüz şeyler Tanrı’nın üstesinden geleceğine güvendiğiniz şeylerdir. Duada ihmal ettiğiniz şeylerse, kendinizin üstesinden geleceğinize güvendiğiniz şeylerdir.”
Korkunun yerini dua aldığı zaman güzel bir şey olur. Tanrı’nın bütün kavrayışı aşan esenliği bir bekçi gibi hayatınıza girer. Korku ve kaygının istilasına karşı yüreğinizi ve zihninizi korur.
Düşünün: Durumları, sonuçları, fikirleri ve olayları kontrol etme arzunuz yüzünden insan korkunuzun boyutu nedir?
Harekete Geçin: Bazen dua etmememizin nedeni Tanrı’nın iyiliğinden kuşkulanmamızdır. O’nu beklemek yerine neyin iyi olduğuna dair kendi tanımımıza güvenir ve sorunları kendi ellerimize alırız. Yüreğinizi ve düşüncenizi yeniden Tanrı’nın iyiliğine odaklamak için dua etmeden önce şu gerçekleri anımsayın: Tanrı kendisinden dileyenlere daima iyi armağanlar verir (bkz. Mat. 7:11); Tanrı cömerttir (bkz. Ef. 1:8; Yak. 1:5); Tanrı cevap vermekten ve sağlamaktan zevk alır çünkü sağlayışı O’nu yüceltir (bkz. Mez. 50.15).
Yazar: ZACH SCHLEGEL