“Rama’da bir ses duyuldu, ağlayış ve acı feryat sesleri! Çocukları için ağlayan Rahel avutulmak istemiyor. Çünkü onlar yok artık!” (Mat. 2:18)
“O zaman erden kızlar, genç yaşlı erkekler hep birlikte oynayıp sevinecek. Yaslarını coşkuya çevirecek, üzüntülerini avutup onları sevindireceğim.” (Yer. 31:13)
Noel öyküsünün Noel mesajlarımızdan ve Noel kartlarımızdan dışladığımız bir kısmıdır bu. Öfkeyle dolu olan Hirodes, Beytlehem’de ve etrafındaki iki yaşın altında olan bütün erkek çocuklarını öldürttü. Dehşeti hayal edin. Acıyı. Kederi.
Kutsal Kitap kederimizi seslendirmemiz için bizi teşvik eder. Buna ağıt denilir. Yukarıda Matta 2:18’in sözlerini tekrar okuyun: “Çünkü onlar yok artık.” Ne üzücü bir kayıp ifadesi…
Tanrı size kederlenmeniz için izin veriyor. Kederinizi seslendirin.
Ancak Tanrı, diriliş umudunun Tanrısı asla ağıt noktasında kalmaz. Matta 2:18, Yeremya 31:15’ten alıntıdır. Tanrı bizim ağıtımızı duyar, seslendirdiğimiz acı için harekete geçer, acımıza dahil olur ve diriliş umudunu vaat eder.
Kederinizde terk edilmiş olduğunuzu mu hissediyorsunuz? Tanrı’nın Yeremya 31:10’daki çobanlık vaadine kulak verin: “İsrail’i dağıtan onu toplayacak, sürüsünü kollayan çoban gibi kollayacak.”
Devam edemeyecek kadar zayıf olduğunuzu mu hissediyorsunuz? Tanrı’nın Yeremya 31:11’deki her şeye gücü yeten vaadini alın: “Çünkü RAB Yakup’u kurtaracak, onu kendisinden güçlü olanın elinden özgür kılacak.”
Karanlık ve umutsuzluk hiç bitmeyecek gibi mi görünüyor? Tanrı’nın iyiliğine ve umut vaadine sarılın: “O zaman erden kızlar, genç yaşlı erkekler hep birlikte oynayıp sevinecek. Yaslarını coşkuya çevirecek, üzüntülerini avutup onları sevindireceğim. Kâhinleri bol yiyecekle doyuracağım, halkım iyiliklerimle doyacak” (Yer. 31:13-14).
Sonraki ayet, Yeremya 31:15, Matta’nın Rama’daki ağıt ve acı ağlayışla ilgili alıntı yaptığı ayettir. Tanrı doğrudan kayıp bağlamında, kendi teselli edici huzurunu doğrudan vaat etmektedir.
O zaman, her şeye egemen Çobanımız amansız kederimize nasıl karşılık veriyor? “Verdiğin emek ödüllendirilecek”, “geleceğin için umut var” ve “yola” getirileceksiniz diye vaat ediyor (Yer. 31:16, 17, 18).
Ağıt ve umut
Ağıt ve umut. Pavlus her ikisini de 2. Korintliler 1:8-9’da örneklendiriyor: “Dayanabileceğimizden çok ağır bir yük altındaydık. Öyle ki, yaşamaktan bile umudumuzu kesmiştik. Ölüme mahkûm olduğumuzu içimizde hissettik. Ama bu, kendimize değil, ölüleri dirilten Tanrı’ya güvenmemiz için oldu.”
Kaybınıza içtenlikle ağıt yakarken, aynı zamanda Tanrı’nın ölüleri dirilten Tanrı olduğuna inanıyor musunuz? Ölümün hükmünü hissederken ve yaşamdan bile umudu keserken, aynı zamanda Diriliş ve Yaşam olan Rab’be de sarılıyor musunuz?
Düşünün: İçten ağıt, Tanrı’yı şefkatin ve bütün tesellinin Babası olarak görmemizi gerektirir (bkz. 2.Ko. 1:3-7). Tanrı’nın keder yolculuğunuzda sizinle ilişkisini şu anda nasıl görüyorsunuz? Bu görüş 2. Korintliler’deki görüşe ne kadar benziyor?
Düşünün: Umuda sarılmak, Tanrı’yı her şeye egemen Çoban (bkz. Yşa. 40:10-11) ve ölüleri dirilten Tanrı (bkz. 2.Ko. 1:8-9) olarak görmemize bağlıdır. Tanrı’yı şu anda sizinle ilişkinizde nasıl görüyorsunuz? Umut yolculuğunuzda bu görüş Kutsal Kitap’ın görüşüne ne kadar benziyor?
Yazar: BOB KELLEMEN