Göz ele, “Sana ihtiyacım yok!” ya da baş ayaklara, “Size ihtiyacım yok!” diyemez. (1.Ko. 12:21)
İnsan korkusu, insanların bizi beğenmelerine ve bizim hakkımızda belli bir şekilde düşünmelerine ihtiyaç duyduğumuzda ortaya çıktığı için, kimseye ihtiyacımız olmamasının insanlardan korkmadığımız anlamına geldiğini varsayabiliriz. Ama bu doğru mudur? Dört tür insan düşünün:
• Sert adam: Hiçbir şey onu korkutamaz gibi görünür. Başkalarına hizmet eder ama kimseye muhtaç olmamak için hizmet edilmek ona zor gelir. Sakindir ve serinkanlıdır. Her şey onun için yolundaymış gibi görünür. Ancak ilişkiler söz konusu olduğunda, “sert adamlar” insanlarla aralarına mesafe koyarlar. Konuşabilirler ama yüreklerini dostlarına,
çocuklarına ya da eşlerine asla açmazlar.
• Bağlanmayan: Bir davete “belki” demeyi sever. Kendisini adama düşüncesine karşı alerjisi vardır. Seçenekler önünde olduğu sürece arkadaşlarla takılmayı sever. Fazla yakınlaşma ya da rahatsız olma gibi bir şey olduğunda, çıkış kapısı seçeneğinin olmasını ister.
• Riskten kaçınan: Ya geçmişte yaralandığı için ya da gelecekte yaralanma olasılığı olduğu için nadiren bir ilişki başlatır, nadiren birisini davet eder ya da nadiren sohbet açar. Konuştuğu zaman havadan sudan, spordan ya da televizyonda seyrettiklerinden söz eder.
• Rol yapan: Ona nasıl olduğunu sorun, yanıtı her zaman “Harika” olur ama iç varlığında ölmektedir. Ya işi risktedir ya da bir ilişkisi bozulmaktadır. Onu yiyip bitiren şey, itiraf edilmemiş bir günah olabilir (bkz. Mez. 32:3-4). Nedeni ne olursa olsun, başkasının kendisini o şekilde görmesine izin vermektense, içinde tutmayı daha güvenli bulur.
Gerçek Güven
Bu insanların ortak noktaları nedir? Farklı görünebilirler ama hepsi de aynı şeyi söylemektedir: Ben bunu kendi başıma yapabilirim. Eğer yalnız yaparsam, daha sağlam olur. Aldanmayın! Güç ve özgüven, bağımsız olmak ya da kimseye ihtiyaç duymamak değildir. Pavlus’un bize 1. Korintliler 12’de hatırlattığı gibi, başkalarına ihtiyacımız olmadığını söyleyemeyiz. Mesih’in bedeni olarak birbirimize bağımlı olmak üzere yaratıldık. Gerçek güven yüreklerimizi açmak, savunmasız olmak ve riskleri kabul etmektir.
Düşünün: Sizi gerçekten tanıyan insanlar var mı? Öz geçmişinize ya da sosyal medya profilinize neler koyduğunuzu değil de umutlarınızı ve hayallerinizi, başarılarınızı ve başarısızlıklarınızı, imanınızı ve korkularınızı bilen insanlar var mı?
Düşünün: Herkesin arkadaşı olup, kimse tarafından tanınmayabilirsiniz (bkz. Özd. 18:24). Kendinizi diğer insanlardan soyutlayabilirsiniz (bkz. Özd. 18:1). Korkunun insanlardan uzak durmamıza neden olan birçok şekli vardır. İnsanları uzaklaştırma konusunda ne şekillerde ayartılıyorsunuz?
Harekete Geçin: Katıldığınız kilisenin bir üyesi misiniz? Eğer bir bölgede yeniyseniz ve iyi bir kilise bulmaya çalışıyorsanız, farklı kiliseleri gezmeniz anlaşılır bir şeydir. Ancak bir noktadan sonra, kilise kilise gezmeyi bırakıp birine üye olmak iyi olur! Bu kararlılığı gösterip kendinizi adamak insan korkusuyla baş etmenin ve başkalarını severek onlar tarafından tanınma sözü vermenin iyi bir yoludur. Kilisedeki insanların size hizmet sunduğu ama sizin gurur ya da korku nedeniyle bunu reddettiğiniz yollar varsa, bunları kabul edin ve yardımları için teşekkür edin.
Yazar: ZACH SCHLEGEL