Yıkıma götüren dostlar vardır ama öyle dost var ki, kardeşten yakındır insana. (Özd.18.24)
Matt bana şöyle yakındı: “Diğer erkeklerin hayatlarında gerçekten neler olduğunu bana anlatmalarını sağlayamıyorum. Spordan ya da işten söz ediyoruz ama ne zaman daha derine inmeye çalışsam duvara çarpıyorum.” Matt yalnız değildir. İlişkilerinde derinlik olmadığından yakınan çok sayıda insanla konuştum. Kendilerini yalnız hissediyorlar çünkü acılarının ve savaşlarının derinliğini bilecek yakınlıkta kimseleri yok.
Birçok kişi pazar sabahı mutlu bir yüzle ortaya çıkmada başarılıdır. Hristiyanlar maske takmada ustadır. “Nasılsın?” diye sorarsınız. Arkadaşınız (neredeyse otomatik olarak) “İyiyim, sen nasılsın?” diye karşılık verir. Ancak arkadaşınız maskeyi çıkarıp “İşimde bocalıyorum, baş ağrılarım geçmek bilmiyor ve kuşkuyla mücadele ediyorum. Zor bir hafta oldu” dese, şoka uğrardınız, öyle değil mi? Böyle yontulmamış bir dürüstlük karşısında ne yapacağınızı bilemezdiniz.
Süleyman’ın Özdeyişleri 18:24’te Kral Süleyman, bir kişinin birçok dosta sahip olmasına rağmen yine de yıkıma uğrayabileceğini söylüyor. Zor gününüzde yanınızda olan bir kişi yoksa, dostlarınızın sayısı fark etmez. Akrabaların birbirlerine gösterdiği bağlılığı düşünün. Sıkça söylendiği gibi, “Aile her şeyden önce gelir.” Şimdi size kan kardeşinizden daha sadık olan bir arkadaş hayal edin. Süleyman’ın övdüğü dostluğun niteliği işte budur.
Kardeşten yakın dost
Böyle önemli bir dostluk derinlik içerir; bu dost “kardeşten yakındır insana.” Eğer kardeşiniz size bağlıysa, bu dostun bağlılığı ne denli büyük olur! Kardeşiniz size karşı dürüstse, bu dostun şeffaflığı ne denli büyük olur! Kardeşiniz sizi seviyorsa, bu dostunuzun iyiliği ne denli büyük olur!
Bu dostluk dayanıklılık içerir; bu dost zor günlerinizde yanınızdadır. Bir kardeş uzakta yaşıyor olabilir. O zaman zor gününüzde size kim yardım edecek? Yanınızdaki dostunuz (Özd. 27:10).
Böyle bir dostluğun tatlılığı, dünyasal konfordan ya da iyi öğütten daha iyidir (Özd. 27:9). Birkaç nitelikli dostluk, bol sayıda sığ ilişkiden daha değerlidir. Önemli olan dostlarınızın niceliği değil, niteliğidir.
Elbette dostların en büyüğü Mesih’tir. Kurtarıcımız ve Rabbimiz olan Mesih, bizi dostları olarak nitelemiştir (Yu. 15:12-15). Mesih’in dediği gibi, en büyük sevgi eylemi dostlarınız uğruna canınızdan vazgeçmektir. Mesih günahkârlar için tam olarak böyle yapmıştır.
Düşünün: Mesih’le ilişkiniz nasıl gidiyor? İsa, kendisinin buyruklarına uyduğunuz taktirde sevgisinde kalacağınızı ve dostu olacağınızı söyledi (Yu. 15:10, 14). Mesih’e yakın olmak ve O’nun egemenliği adına meyve vermek için Tanrı Sözü’ne itaatiniz nasıl gelişebilir (Yu. 15:16)?
Düşünün: Başkalarını eleştirmek kolaydır ama kalıcı ve derin ilişkiler kurmanın yolu öncelikle kendinizi sınamaktır. Dostlarınıza olan bağlılığınız, dürüstlüğünüz ve sevginiz ne durumdadır?
Harekete Geçin: Pratik adımlar atarak ilişkinizi geliştirebileceğiniz en az bir dostu düşünebilir misiniz? Bu konuyla ilgili iki öneri: (1) Alçakgönüllülük gösteren bir kişi başkalarında da alçakgönüllülüğü meydana çıkarır. Dolayısıyla maskenizi çıkarın, dostunuzla dürüstçe paylaşımda bulunun ve neler olacağına bakın. (2) Dostunuza kasıtlı iyilik yapın. Yalnız sade ya da kolay bir şey olmasın. Sizin için bedeli yüksek ve dostunuz için büyük yararı dokunan bir şey olsun.
Yazar: DEEPAK REJU