Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O’nun varlığının öz görünümüdür. (İbraniler 1:3)
İsa’nın Tanrı’yla ilişkisi, parıltının görkemle olan veya Güneş ışınlarının Güneş’le olan ilişkisi gibidir.
Unutmayın ki, Tanrı’yla doğal şeyler arasında kurulan her benzetme kusurludur ve çok ileri giderseniz, çarpıtmalarla sonuçlanır. Yine de, örnek olarak şunlara bakalım:
1. Güneş’in, parıltı demetleri olmadan var olduğu bir zaman yoktur. Güneş ve parıltı demetleri birbirinden ayrılamaz. Parıltı, ezelden ebede görkemle birliktedir. Mesih de, ezelden ebede Baba Tanrı’yla birliktedir.
2. Parıltı, görkemin dışarıya parlayışıdır. Özünde, görkemden farklı değildir. Mesih de Baba’dan ayrı, ancak özde O’ndan farklı olmadan var olan Tanrı’dır.
3. Dolayısıyla, parıltı bir bakıma ezelden beri görkemden çıkmaktadır, yani yaratılmamıştır. Eğer Güneş ışığına Güneş enerjisiyle çalışan bir hesap makinesi koysanız, hesap makinesi üzerinde sayılar belirecektir. Belki bu sayıların Güneş tarafından yaratıldığını söyleyebilirdiniz ancak bu sayılar, Güneş’in olduğu şey değillerdir. Ama Güneş’in ışınları, Güneş’in bir uzantısıdırlar. İşte Mesih de, ezelde Baba’dan çıkmıştır ama yaratılmamıştır.
4. Güneş’i, Güneş ışınları aracılığıyla görmekteyiz. Baba Tanrı’yı da, İsa’yı görerek görmekteyiz. Güneş ışınları, Güneş’ten çıktıktan sonra Dünya’ya yaklaşık 8 dakika sonra varmaktadırlar ve gökyüzünde gördüğümüz o yuvarlak ateş topu Güneş’in bir görünümü, tamı tamına bir temsilidir. Bunun sebebi o ateş topunun Güneş’in bir çizimi olması değil, Güneş’in tüm parıltısıyla yansıyışı olmasıdır.
Ben de size bu yüce Kişi’yi sunmaktayım. Öyle ki, O’na güvenip, O’nu sevip, O’na tapınasınız. O diridir ve tüm gücü ve yetkisiyle Baba’nın sağında oturmaktadır. Bir gün büyük görkem içerisinde geri gelecektir. O, bu yüceler yücesi konuma sahiptir çünkü kendisi Oğul Tanrı, “Tanrı yüceliğinin parıltısı, O’nun varlığının öz görünümüdür.”
Yazar: JOHN PIPER
Bu makaleyi sesli olarak buradan dinleyebilirsiniz.