Gece ilerledi, gündüz yaklaştı. (Romalılar 13:12)
Bu söz, acı çekmekte olan Hristiyanlara bir umut sözüdür. Günahından nefret eden ve günahtan tümüyle kurtulmak isteyen Hristiyanlara bir umut sözüdür. Son düşman olan Ölüm’ün alt edilmesini ve ateş gölüne atılmasını sabırsızlıkla bekleyen Hristiyanlara bir umut sözüdür (Vahiy 20:14).
Bu söz tüm bunlar için nasıl bir umut teşkil etmektedir?
“Gece”, bu karanlık çağı ve içerisindeki tüm günahı, ıstırabı ve ölümü göstermektedir. Peki Pavlus bununla ilgili ne diyor? “Gece ilerledi.” Günah, ıstırap ve ölüm çağı neredeyse bitmek üzere. Doğruluk, esenlik ve eksiksiz sevinç günü doğuyor.
“2000 yıl çok uzun bir doğuş gibi” diyebilirsiniz. Bir açıdan evet, öyle. “Ne zamana dek, ya Rab, ne zamana dek bunu sürdüreceksin?” diye haykırıyoruz. Ama Kutsal Kitap’a dayalı bir düşünce şekli, “Ne zamana dek!” diye haykırmanın ötesine geçer. Dünya tarihine farklı bir şekilde bakar.
Esas fark yaratan şey şu ki, buradaki “gün” –Mesih’in yeni çağı– İsa Mesih’te doğmuştur. İsa bu düşmüş, karanlık çağın sonudur. Yani bir bakıma, bu düşmüş çağın sonu bu dünyaya giriş yapmıştır. İsa ölüp dirildiğinde, günahı, acıyı, ölümü ve Şeytan’ı yendi. Çağların o keskin savaşı sona erdi. Egemenlik gelmiştir. Sonsuz yaşam gelmiştir.
Şafak doğarken –ki İsa’nın gelişiyle doğmuştur– hiç kimsenin günün doğduğundan, güneşin gelmekte olduğundan şüphe etmesine gerek yoktur. Bu şafak 2000 yıllık bir şafak olsa bile, bu böyledir. Petrus’un 2. Petrus 3:8’de söylediği gibi, “Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab’bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir.” Şafak gelmiştir. Gün varmıştır. Hiçbir şey güneşin tümüyle doğmasına engel olamaz.
Yazar: JOHN PIPER
Bu makaleyi sesli olarak buradan dinleyebilirsiniz.