Huysuz kişiyle arkadaşlık etme; tez öfkelenenle yola çıkma. Yoksa onun yollarına alışır, kendini tuzağa düşmüş bulursun. (Özd. 22:24–25)
Küçük çocukları olan genç bir evli çiftin salonunda oturuyordum. Kütüphanelerinde benim Uprooting Anger (Öfkeyi Söküp Atmak) adlı kitabım vardı. Anne iki yaşındaki kızına o kitabı benim yazdığımı açıklıyordu. Ardından kızına, öfkelenen bir tanıdığı var mı diye sordu. Kız çabucak “Annem” diye cevap verdi. Hepimiz güldük.
Otuz beş yıllık pastörlük ve danışmanlık hayatımda özellikle dilleriyle günahlı öfkeyi dışa vurmayan kimseye rastlamadım. Yakup hepimizin hata yaptığını hatırlatır ve bu bildiriyi günahlı konuşmalara uygulamadan önce yapar (Yak. 3:2).
Bugünkü Süleyman’ın Özdeyişleri metni, öfkeli insanlarla vakit geçirmekten kaçınmamız için bizi teşvik eder. Neden? Çünkü öfkeli dostlar, ortaya bir öfke örneği koyar ve sizi de onunla ayartır.1 Öfkeli insanlar sizi sinsice ve tuzağa düşürecek şekilde etkileyebilir. Öfke bulaşıcı olabilir.
Peki öfkeli kişi anneniz ya da babanızsa, yani sakınamayacağınız ve öfkeli etkisinden kaçamayacağınız bir kişiyse ne olacak? On sekiz yıl sözlü saldırılara katlanmak zorundaysanız ne olacak?
Eğer bir anne ya da babaysanız ya da çocuklarla ilgilenen biriyseniz, öfkenizle başa çıkmanız için size ricada bulunuyorum.
Bir arkadaşım bana bir gün öfkesinden dolayı çocuklarından birine zarar vermekten korktuğunu anlatmıştı. Korkuları makuldü. Kendi çocukluğunda annesi tarafından yere çalındığına dair canlı bir hatırası vardı. Arkadaşım bu noktada yalnız değil. Elbette ben burada, her ne kadar kötü bir şey de olsa, öncelikli olarak fiziksel şiddetten bahsetmiyorum. Aşağılayıcı konuşmalar, hakaretler, alaylar, eleştirici yorumlar ve bunun gibi pervasız sözler bir kılıç gibi delicidir (bkz. 24. günden Özd. 12:18). Niyetiniz çocuğunuz üzerinde olumsuz bir etki yaratmak olmayabilir. Birçok anne babanın böyle bir niyeti yoktur. Ancak kasıtsız ve istemsiz öfke yine de günahlı ve zararlıdır.
Müjde, İyi Haber Getirir
Elbette Müjde iyi haber getirir: Öfkeli anne babalar tarafından yetiş- tirildiyseniz dahi, kader mahkûmu değilsiniz. Eğer kendiniz öfkeli bir ebeveynseniz dahi, kader mahkûmu değilsiniz. Mesih bizi atalarımızdan gelen günahlı alışkanlıklardan kurtarmaya geldi (bkz. 1.Pe. 1:18). Ebeveynlerin öfkesi etkili olduğu halde, Mesih’in ve içinizdeki Ruhu’nun sayesinde belirleyici değildir. Öfkenizden tövbe edip değişim aradığınızda, siz ve çocuklarınız için umut var demektir.
Düşünün: Efesliler 6:4’ü düşünün: “Ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. Onları Rab’bin terbiye ve öğüdüyle büyütün.” Bu ayet babalara (evin reisi olarak) seslense de, Kutsal Kitap hem anneleri hem de babaları Tanrı yoluna uygun bir şekilde çocuk yetiştirmeye çağırır. Bu ayet çocukların öfkesini uyandırabilecek (öfkeye neden olacak ya da öfkeyi belirleyecek değil, onu ayartacak ya da davet edecek) eylemlere karşı uyarıda bulunur.
Düşünün: Çocuklarınıza öfkelendiyseniz, onlardan af dilemeniz gerekir mi?
Harekete Geçin: Eğer bir ebeveyn, çocuk bakıcısı ya da çocuklarla çalışan bir kişiyseniz, onlara karşı (kaçınılmaz olarak) bir öfke duyduğunuz anda, Tanrı’dan yardım dileyin. Eğer o anda oradan uzaklaşmanız gerekiyorsa, bunu yapın. Eğer evliyseniz, çocuklarınıza öfkeli davrandığınız taktirde size baş başayken bunu söylemeleri için eşinizden ya da başka yetişkinlerden istekte bulunun. Sizden hesap sormalarını isteyin. Ya da cesaretiniz varsa, çocuklarınıza sorun.
Yazar: ROBERT D. JONES