Sonra havradakilere, “Kutsal Yasa’ya göre Şabat Günü iyilik yap- mak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?» diye sordu. Onlardan ses çıkmadı. İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin duygusuzluğu O’nu kederlendirmişti. Adama, «Elini uzat!» dedi. Adam elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi. (Mar. 3:4–5)
Kaç kez “Tabii ki öfkelendim ama İsa bile öfkelenmiş!” dediniz ya da denildiğini duydunuz? Belki biz öfkemizi kabul etmeye razı oluyoruz ama sonraki nefeste onu haklı çıkarıyoruz!
Öfkenizin haklı olduğuna nasıl karar verebilirsiniz? Bugünkü metni- mizde, Ferisiler Rab’bin bir kişiyi Şabat Günü iyileştirme niyetine karşı koydukları zaman, Rab onlara öfkeyle bakıyor (bkz. 5. ayet). Haklı öfke- nin üç ölçütünü düşünelim ve Rabbimiz’in her birini nasıl örneklediğini görelim.1
Haklı öfke, birisinin sizin rahatınızı bozmasına ya da kişisel tercihinizi ihlal etmesine değil, gerçek bir günaha yöneliktir. İsa, Ferisiler’in günahını, katı yüreklerini, yargılayıcı gözlerini, cevap vermeye yanaşmamalarını ve bu acı çeken adama karşı şefkatsiz olduklarını kesin olarak anladı.
Haklı öfke size, egemenliğinize, haklarınıza ve ilginize değil, Tanrı’ya, O’nun egemenliğine, haklarına ve ilgisine odaklanır. Haklı öfkeye güç ve- ren bencil amaçlar değil, Tanrı Egemenliği’nin amaçlarıdır.
Sayısız insan İsa’ya karşı sayısız günah işlediği halde, O’nun öfkesinin seyrekliği şaşırtıcıdır. Peki burada neden öfkelendi? Kişisel olarak gücen- diği için değil, Ferisiler Tanrı’nın görevlendirdiği Mesih’in görevine karşı oldukları için öfkelendi. İsa’nın şifa hizmeti, O’nun vaat edilen Mesih ol- duğuna tanıklık ediyordu (bkz. Mar. 2:12). Şabat Günü şifa verme seçimi, O’nun o gün üzerindeki Rabliğini vurguluyordu (bkz. 27-28. ayet). Tan- rı’nın iradesi, adı ve yüceliği, Rabbimiz’de vücut bulmuştu.
Haklı öfke kendisini Tanrı yoluna yaraşır, özdenetim dolu şekillerde ifade eder. Haykırmaz, hiddetlenmez ya da kendine acımayla debelen- mez. İnsanları görmezden gelmez, onlara tepeden bakmaz ya da onlardan uzaklaşmaz. Ona eşlik eden şeyler Mesih karakterine yaraşan bir yas, se- vinç ve itaattir. Haklı öfke aynı zamanda Tanrı yoluna yaraşır bir hizmet üretir. Ezilenleri savunur, kurbanlar için adalet ister, suçluları azarlar, töv- be, barışma ve onarım yolunu arar.
İsa’nın özdenetimine dikkat edin. Öfkeyle patlamak yerine kendine hâkim oldu. Sakinleşmek ya da kendini toplamak için zamana ihtiyacı yoktu. İsa’nın öfkesi, sakat adama merhametle şifa vermesine engel oluş- turmadı.
En son ne zaman haklı öfkeye kapıldınız? Birisi günah mı işledi yok- sa sadece rahatınız mı bozuldu? O kişi Tanrı’nın planına mı yoksa sizin planına mı engel oldu? Mesih’in lütfunu, özdenetimini ve hizmetini mi sergilediniz, yoksa kontrolü kaybedip kendinizi geri çekerek her şeyi daha mı kötü yaptınız? Haklı öfke iddialarınızın kendinizi kasıtlı bir şekilde aldatmaktan ibaret olmamasına dikkat edin.
Düşünün: Kendi öfkenizi üç ölçütle sınamak için vakit ayırın. Öfkeniz haklı mıdır yoksa haksız mıdır?
Düşünün: Öfkenin bu üç ölçüte uygun düştüğü Markos 10:13- 16’yı ve Yuhanna 2:13-17’yi okuyun. Bu öfke ifadelerini, İsa’nın şiddetli zulüm karşısında öfkelenmek yerine kendisini Baba’ya emanet ettiğini ifade eden 1. Petrus 2:21-23 ayetleriyle karşılaştı- rın. Aradaki farkı yaratan nedir?
Harekete Geçin: Öfkenizin kabardığını hissettiğiniz anda, üç öl- çütümüzü kullanarak Tanrı’dan öfkenizi değerlendirmenize yar- dımcı olmasını dileyin. Öfkenizin pek azının (bende olduğu gibi) gerçekten Tanrı yoluna uygun olduğunu göreceksiniz. Günahlı öfkenizi Tanrı’ya itiraf ederek O’nun bağışlayan ve güçlendiren lütfunu dileyin.