Sabırlı kişi yiğitten üstündür; kendini denetleyen de kentler fethedenden üstündür. (Özd. 16:32)
Kendini denetleyemeyen kişi yıkılmış sursuz kent gibidir. (Özd. 25:28)
Akılsız hep patlamaya hazırdı; bilgeyse öfkesini dizginler. (Özd. 29:11)
“Öfkelenmeyin; ödeşin!” sloganını hepimiz işitmişizdir. Bu tanrısız öğüdü reddediyoruz ama bize öfkeli halde kalmamamız ve bir şeyler yap- mamız gerektiğini hatırlatıyor. Gelecek birkaç günde neler yapmamız ge- rektiğine odaklanacağız. Günahlı öfkenin yerini alması gereken Tanrı’ya yaraşır şeyler, sıyırıp atma/kuşanma dinamiğimizdeki “kuşanma” unsur- ları nelerdir (bkz. Ef. 4:22-24)?
Bütün Süleyman’ın Özdeyişleri’nin yaptığı gibi, Ruh’un burada verdi- ği ayetler de delici darbe etkisi yaratan tek satırlık kısa ayetlerdir. Süley- man’ın Özdeyişleri 16:32 gerçek kuvvetin nerede bulunduğunu, kentleri fethedenlerde değil, kendini denetleyenlerde olduğunu ifade eder. Tan- rı’nın gözünde gerçek kuvvet, kişinin düşmanlarından çok kendi öfkesi üzerinde zafer kazanmasıdır. Kendini denetleyen alçakgönüllü bir imanlı, en büyük olimpiyat haltercisinden daha kuvvetlidir. Tanrı’nın gözünde, yumruk sallayarak patlayan “kabadayı”, ahlaken pısırıktır. Siz nasıl bir kuvvet gösteriyorsunuz? Değer verdiğiniz ve peşinden gittiğiniz kuvvet hangi türdendir?
Süleyman’ın Özdeyişleri 25:28 aynı derecede etkileyicidir. Yakın Doğu şehirlerinde eskiden yaşayan halklar, kendilerini yağmacı haydutlardan, vahşi kurtlardan ve işgalci ordulardan korumak için taş surlara güvenir- lerdi. Aynı şekilde, bu ayet bize denetimsiz öfkenin ruhsal düşmanlarımızı davet ettiğini hatırlatıyor. Böyle bir öfke bizi dünyanın, benliğin ve İblis’in hedefine koyar.
Bir gün işinden eve dönünce genç oğlunun, söz verdiği bazı ev işleri- ni yapmadığını anlayan bir adama danışmanlık yapıyordum. Bunu keş- feden adam merdivenleri koşarak çıktı, oğlunun odasına daldı ve verip veriştirmeye başladı. Adam öfkesini tarif ederken, ben onun merdivenleri koşarak çıktığı sırada yaşamının surlarının yıkıldığını, oğluna hakaretler yağdırırken Tanrı’nın düşmanlarının korunmasız canına saldırdığını res- medebiliyordum.
Kendinize ne tür özdenetim surları diktiniz? Onları onarmak ve güç- lendirmek için neler yapıyorsunuz? Ayartılara karşı surlarınız kendi ken- dine inşa olmazlar. Uyanık olmalı ve hayatınızda Tanrı yoluna yaraşır öz- denetimi beslemelisiniz.
Süleyman’ın Özdeyişleri 29:11 üçüncü bir tasvir sunuyor. Özdenetimi- mizi kaybedip öfkemizi dışa vurduğumuz zaman akılsızlar gibi davran- mış oluyoruz. Bu açıklama bizi kendimize getirmelidir. Akılsız etiketini sahiplenmek, gerçek tövbeye yönelen ilk adımdır. Bunun karşısında, bilge kişi sakin kalır. Eski Antlaşma’da bilgelik, Tanrı yoluna uygun olan uygu- lanabilir bir yaşam becerisidir. Bilge kişiler dillerini nasıl denetleyecekle- rini ve kendilerine nasıl hâkim olacaklarını bilirler. Öfkeniz söz konusu olduğunda akılsız mısınız, yoksa bilge misiniz?
Düşünün: Galatyalılar 5:22-23’ü okuyun. Ruh’un dokuz ürünü arasında özdenetim, yani yukarıda ele aldığımız ilişkisel lütuf da yer almaktadır. Önümüzdeki günlerde, öfkeyi Galatyalılar 5’teki listeye uygun olacak daha fazla şeyle değiştirmeye bakacağız. Tüm bu meyvelerin Kutsal Ruh’un etkinliği olduğunu unutma- yın. Verdiği ürünler için O’na teşekkür edin.
Harekete Geçin: Zihninizi yukarıda yer alan Süleyman’ın Öz- deyişleri tasvirlerine odaklayın. Öfkelendiğiniz zaman o ayeti üç kez okuyun ve oradaki tasvire sıkıca sarılın. Kendinizi bir “ah- mak” olarak azarlayın ve tövbe edin. Kendinizi bilge bir kişi ola- rak hayal edin ve olumlu buyruğu uygulamaya koyarak Tanrı’nın Ruhu’nun size özdenetim meyvesi vermesini dileyin.